Hasta Rapor No.04

Boyun Tutulması ve Bel Ağrısı:

Saatlerce monitöre boş boş ve biraz da suçluluk duygusuyla bakarken oluşur.

Aşağılık Kompleksi :

Mesela Taksim’de bir lise arkadaşınla karşılaşma durumunda gözlemlenir. Yok işte Amerika’da master yapmıştır,
yok bir şirkete girip çalışıyodur iki senedir.Sana da“ Sen napıyosun peki?” diye sorduğu an, kaşların küçük emrah gibi çatılması şeklinde bir semptom baş gösterir...

Fakirlik:

Eşek yaşına gelmiş, ama diploma projesi yüzünden başka bir işte çalışamayan oğluna ya da kızına, artık para vermek istemeyen ya da az harçlık veren ebeveynler müsebiyle oluşur. Kantinde çay ve poğaça hayati besinlere dönüşür.

Yaratıcılıkta Kabızlık:

Hastalıklı şahıs, o güne dek okula sadece 5 adet proje teslim etmiştir. Bu beş projeden ilki zaten total bir şuursuzluk içinde gerçekleşmiştir ve kalan dördünde de grafik tasarımın engin sularını pek keşfedememiştir.
Bir dönem gibi üç aylık zaman zarfına yayılan bu projeler genellikle tasarıma dair çok derin kavramsal açmazları tartışmakla geçip gittiği için ve eğitim aldığı ortamda tasarımda süsleme adledilen herşeyden ölümüne korkutulduğu için, hastalıklı şahıs düz çizgi çekmeyi bile unutmuş, iki boyutlu form nosyonunu tamamen kaybetmiş, görsel estetik duyargaları bir minibüs şöförününkilerle eş değer hale gelmiştir. Yaratıcılık
kabızlığı çekenler bir problematiği zar zor bulurlar. Bulduklarında da genelde bir operatöre beş kelime kullanılarak tarif edildiğinde kolaylıkla yapılabilecek yalınlıkta işler ortaya çıkarırlar. Bu mükemmel yalın işler asla kişiliklerinden bir parçayı taşımaz.

Geç Boşalma ve Boşalamama:

Seks esnasında, kafada grafikle ilgili problematikler döndürmekle alakalı, konsantrasyon bozukluklarıyla ortaya çıkan semptomlar. Seks genellikle sevdicekle yatakta karşı karşıya bağdaş kurup diploma konusu, problematik tartışmakla son bulur.
Büyüklük Paranoyası:
Hastada mezun olma sürecinin aşırı uzamasıyla birlikte oluşan depresyonun belli bir eşiği geçince maniye dönüşmesi ve aşırı megalomanca düşüncelere kapılmak şeklinde belirtileri vardır. Hasta grafik tasarımla dünyayı kurtarabileceği, günümüz dünyasında reklam kampanyasıyla köle pazarlayabileceği, uzaylı istilalarına
karşı önlem amaçlı şifreli bir ikon dili tasarlamanın ne kadar önemli olduğu gibi düşüncelere kapılmaya
başlar. Büyüklük paranoyaları, hastanın kendini tasarım dünyasının dalaylaması olduğunu iddia ettiği raddeye kadar ilerleyebilir.

Kantin Müptelalığı:

Mezun olamayan hasta, kantinde bir sandalyeye köy ağası gibi kurularak vakit geçirmeye başlar. İrrasyonel geyikler çeviren hasta, sık sık karı, kız, herif keser ve sağa sola yavşakça laf atar, merdivenden kayar.

Yükseklik Korkusu:

Diploma jürisi sırasında asma kattan sunumları dinlerken gözlerin kararması, baş dönmesi gibi belirtileri vardır. Hasta dengesini kaybederek, aşağı kattadaki hocaların üzerine düşme korkusuna kapılır.

Hiç yorum yok:

Injury Nedir Nasıl Gelişir?


İnjury hastalığı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü’nde son yıllarda ortaya çıkan bir hastalık olup, 20 yaşın üzerindeki grafik tasarım öğrencilerinde yoğun biçimde görülür. Yaşın ilerlemesiyle birlikte hastalığın şiddeti de artış gösterir. Hastalık vücuda girdikten sonra, kuluçka süreci 1 ila 3 yıl arasında değişmektedir. Bu süreçte hasta kişi, herhangi bir olumsuz belirtiyle karşılaşmaz. Hasta 6 farklı süreçten (erteleme, farkındalık, görmezden gelme, isyan ve depresyon, teslimiyet, mücadele) geçer.

İnjury hastalarında ileri derecede özgüven kaybı ile birlikte, depresyon, asabiyet ve saldırganlık durumuna sıkça rastlanır. Sosyal anksiyete, davranış, konuşma ve uyku bozuklukları gelişir. Hastalardaki yüksek stres düzeyi zaman zaman mide yanmaları ve kas spazmlarına yol açar. İnjury hastaları toplum baskısı karşısında saldırganlaşabilir. Dikkatleri oldukça dağınıktır. Kolay motive olamazlar. Özgüven eksikliğinin de etkisiyle, bu kişiler sürekli kararsızlık içindedirler. Dikkat edilmezse bu hastalar her an yurt dışına kaçabilirler.
Hastalık ilerledikten sonra tedavisi oldukça güçtür ve askerliğe bağlı nedenlerle erkeklerde zaman zaman daha da şiddetli gözlemlenebilir. Erkeklerde, hastalığın ilerleyen safhalarında asker ve inzibat korkusuna (askerofobi) yol açar. Hasta kişi askerofobi nedeniyle yurt dışı ve şehir dışı geziler yapamaz. Geceleri dışarı çıkmaya korkar ve eve kapanarak asosyalleşir.
İnjury hastalığında erken teşhis çok önemlidir. Teşhis ve tedavinin gecikmesi, hastalığın ilerlemesine, tedavinin güçleşmesine, dolayısıyla hasta ve hasta yakınları için de maddi-manevi birçok sıkıntıya yol açacaktır.