Hasta Rapor No.12

Evvelden idealistçe “İyi bir projeyle mezun olma...” istegim gittikce “Vereyim de kurtulayım...” cinsinde bir projeyle sadece ve sadece “Şu okulu bir bitirme” istegine dönüşüyor. Çok üzücü değil mi? Okudugum bölümü, yaptığım şeyi seviyordum. Bu bıkkınlık da nereden çıktı?

Kendime güvenim sınıfa girdiğim an sıfıra iniyor. Halbuki yapabileceğimi biliyordum. Kendi bitirme konumda insiyatifsiz ve karar vermekten aciz bırakılıyorum. Ya Tanrılar beğenmezse... Ya Tanrılar ikinci kere ve üçüncü kere de beğenmezse... Motivasyon diye birşey vardı... Neydi? Ben unuttum...

Heyecanla giriştiğim bir şey Tanrılara aynı heyecanı vermiyor. Olabilir... Saçma ya da sadece olmaz kelimeleri beni heyecanımdan vaz geçirmek için yeterli 2 kelime mi? Aslında olmaması lazım. Ama Tanrılar en iyisini bilir... Ben de söz dinleyen, konuşmasını çok da beceremeyen uslu bir çocuğum.

Girilen ciddi depresyonları saymazsak en büyük problem bence ileriye dönük planlar yapamamak. Diploma gününü milat sayıp o güne kadar yaptigin seylerin değerini kendine kabul ettirememek, hayatta oyalanıyormuş gibi hissetmek.

Aynı dili konuşmuyor muyduk? Anlaşmaya insanın gönlü olsa dil de farketmez ya... Tanrılar, yöneten değil de yönlendiren olsa... Bütün dünya buna inansa bir inansa...

Hiç yorum yok:

Injury Nedir Nasıl Gelişir?


İnjury hastalığı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü’nde son yıllarda ortaya çıkan bir hastalık olup, 20 yaşın üzerindeki grafik tasarım öğrencilerinde yoğun biçimde görülür. Yaşın ilerlemesiyle birlikte hastalığın şiddeti de artış gösterir. Hastalık vücuda girdikten sonra, kuluçka süreci 1 ila 3 yıl arasında değişmektedir. Bu süreçte hasta kişi, herhangi bir olumsuz belirtiyle karşılaşmaz. Hasta 6 farklı süreçten (erteleme, farkındalık, görmezden gelme, isyan ve depresyon, teslimiyet, mücadele) geçer.

İnjury hastalarında ileri derecede özgüven kaybı ile birlikte, depresyon, asabiyet ve saldırganlık durumuna sıkça rastlanır. Sosyal anksiyete, davranış, konuşma ve uyku bozuklukları gelişir. Hastalardaki yüksek stres düzeyi zaman zaman mide yanmaları ve kas spazmlarına yol açar. İnjury hastaları toplum baskısı karşısında saldırganlaşabilir. Dikkatleri oldukça dağınıktır. Kolay motive olamazlar. Özgüven eksikliğinin de etkisiyle, bu kişiler sürekli kararsızlık içindedirler. Dikkat edilmezse bu hastalar her an yurt dışına kaçabilirler.
Hastalık ilerledikten sonra tedavisi oldukça güçtür ve askerliğe bağlı nedenlerle erkeklerde zaman zaman daha da şiddetli gözlemlenebilir. Erkeklerde, hastalığın ilerleyen safhalarında asker ve inzibat korkusuna (askerofobi) yol açar. Hasta kişi askerofobi nedeniyle yurt dışı ve şehir dışı geziler yapamaz. Geceleri dışarı çıkmaya korkar ve eve kapanarak asosyalleşir.
İnjury hastalığında erken teşhis çok önemlidir. Teşhis ve tedavinin gecikmesi, hastalığın ilerlemesine, tedavinin güçleşmesine, dolayısıyla hasta ve hasta yakınları için de maddi-manevi birçok sıkıntıya yol açacaktır.