Hasta Rapor No.08

Bazı şeyler vardır, başaramayıp erteledikçe büyür, büyür, daha da büyür... Ve çözülmesi çok zor bir sorun halini alır. Sanırım Mimar Sinan Üniversitesi Grafik Tasarım öğrencileri için mezuniyet öyle birşey.

Peki ne oluyor da bu bölüme girmek için on binlerce insanın arasından, büyük zorluklarla mücadele edip büyük çabalar harcayarak, hayallerindeki bölüme giren bu insanlar, eğitimin son senesindeki, belki de en zevkli ve en istedikleri gibi yapmaları gereken diploma projesini, kurtulmaları gereken bir sorun olarak görmeye başlıyorlar?

Belki de en zoru, insanların artık okuldan birşey beklemedikleri bir hale gelmesi. Birçoğu daha okurken reklam ajanslarında çalışmaya başlayan tasarım öğrencileri, çalışma hayatındaki gerçekler ve okulda kendinden beklenenler arasındaki çelişkiyi sorgulamaya başladıklarında, hiçbir şey eskisi gibi olmuyor.

Günde en az on saatlerini bilgisayar başında sevmedikleri insanların sevmedikleri işlerini yaparak geçirenler, otomatik olarak grafik tasarıma olan inançlarını da o ölçüde kaybediyor.

Bütün bunların üzerine bir de okuldaki durum eklenince diploma öğrenci sayısındaki anormallik kaçınılmaz oluyor. Başka hangi okulda vardır ki 50-60 kişi aynı anda mezun olmaya çalışsın.

Her iki tarafı da mutlu edebilecek bir çözüm var mı bilmiyorum ancak okul dışında bir ünümüz olduğu kesin. Dışarda konuştuğumuz insanlar bile, 7-8 senedir okulda olmamızı normal karşılayıp “Zaten sizin okula bir girmek zor, bir de çıkmak...” diyebiliyorlar.

Hiç yorum yok:

Injury Nedir Nasıl Gelişir?


İnjury hastalığı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü’nde son yıllarda ortaya çıkan bir hastalık olup, 20 yaşın üzerindeki grafik tasarım öğrencilerinde yoğun biçimde görülür. Yaşın ilerlemesiyle birlikte hastalığın şiddeti de artış gösterir. Hastalık vücuda girdikten sonra, kuluçka süreci 1 ila 3 yıl arasında değişmektedir. Bu süreçte hasta kişi, herhangi bir olumsuz belirtiyle karşılaşmaz. Hasta 6 farklı süreçten (erteleme, farkındalık, görmezden gelme, isyan ve depresyon, teslimiyet, mücadele) geçer.

İnjury hastalarında ileri derecede özgüven kaybı ile birlikte, depresyon, asabiyet ve saldırganlık durumuna sıkça rastlanır. Sosyal anksiyete, davranış, konuşma ve uyku bozuklukları gelişir. Hastalardaki yüksek stres düzeyi zaman zaman mide yanmaları ve kas spazmlarına yol açar. İnjury hastaları toplum baskısı karşısında saldırganlaşabilir. Dikkatleri oldukça dağınıktır. Kolay motive olamazlar. Özgüven eksikliğinin de etkisiyle, bu kişiler sürekli kararsızlık içindedirler. Dikkat edilmezse bu hastalar her an yurt dışına kaçabilirler.
Hastalık ilerledikten sonra tedavisi oldukça güçtür ve askerliğe bağlı nedenlerle erkeklerde zaman zaman daha da şiddetli gözlemlenebilir. Erkeklerde, hastalığın ilerleyen safhalarında asker ve inzibat korkusuna (askerofobi) yol açar. Hasta kişi askerofobi nedeniyle yurt dışı ve şehir dışı geziler yapamaz. Geceleri dışarı çıkmaya korkar ve eve kapanarak asosyalleşir.
İnjury hastalığında erken teşhis çok önemlidir. Teşhis ve tedavinin gecikmesi, hastalığın ilerlemesine, tedavinin güçleşmesine, dolayısıyla hasta ve hasta yakınları için de maddi-manevi birçok sıkıntıya yol açacaktır.