Hasta Rapor No.07

Sene 2001...

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi yetenek sınavları yapılıyor ve en çok istediğim bölüme girme şansını yakalıyorum... İki bin küsur insan arasından...

İlk zamanlar bakıyorum ki hersey güzel gidiyor. Temel sanat, illüstrasyon,desen. Derken notlar da iyi... Okula gidip gelmek de ayrı bir zevk!.. Neyse bir seneyi böyle
kapatıyoruz (iyi notlarla). Sonraki sene gelip çatıyor proje isimli herkesin tırıs tırıs korktuğu bir dersle. “Allah Allah” diyorum, başlıyoruz. İlk projeyi deli gibi çalışarak geçiyorum, fena da olmayan bir notla. Sonraki proje geliyor. Bakıyorum ki not düşmeye başlıyor ve bir sonrakinde bir kere daha... Daha fazla çalışıyorum ama bir sorun var. Olmuyor!.. Olmuyor!..Bakıyorum ki git gide soğumaya başlıyorum. Aynı anda tamamen onaylanan ve son tashihlerimde iyi yorumlar alan projem HERKESLE birlikte kalıyor. Bu soğuk duşun ardından “Tamam” diyorum. Pes etmiyorum. Yeniden, yeniden devam ediyorum. Ama bıkmış ve soğumuş bir şekilde. Mecburum da... Sonra bir yandan ailem sorunlar yaşıyor ve ben çalışmak zorunda kalıyorum. Geceli gündüzlü çalısıyorum; eve geliyorum, bitmiyor proje yapıyorum. Bitmiyor, bitmiyor, bitmiyor!!! Neyse ki diploma projesine geliyorum ve asıl çıkmaza girmiş bulunuyorum. Jüride konu sunumu yapıyorum kabul görüyorum. Sonra “Hayır olmadı.” deniliyorum, yollanıyorum... Vize sunumuna çıkıyorum “Hayır devam etme.” deniliyor ve dönem ortasında yeni bir konuya başlıyorum... Böyle saçma sapan bir süreç içerisinde, hayatım ve yapmak istediklerim, 6 kişinin iki dudağının arasından çıkacak sözlere bağlanıyor birden! Tüm bunlarla birlikte sadece benim değil etrafımdakilerin de durumlarını izliyorum, üzülüyorum... Eleştirmeye ve düşündüklerimi söylemeye kalktığım zaman da alaya alınıyorum. Burası sanat eğitimi veren bir kurum, sanat eğitimi veren bir bölüm. Mühendislik fakültesi de değil, güzel sanatlar fakültesi. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü...

Hiç yorum yok:

Injury Nedir Nasıl Gelişir?


İnjury hastalığı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü’nde son yıllarda ortaya çıkan bir hastalık olup, 20 yaşın üzerindeki grafik tasarım öğrencilerinde yoğun biçimde görülür. Yaşın ilerlemesiyle birlikte hastalığın şiddeti de artış gösterir. Hastalık vücuda girdikten sonra, kuluçka süreci 1 ila 3 yıl arasında değişmektedir. Bu süreçte hasta kişi, herhangi bir olumsuz belirtiyle karşılaşmaz. Hasta 6 farklı süreçten (erteleme, farkındalık, görmezden gelme, isyan ve depresyon, teslimiyet, mücadele) geçer.

İnjury hastalarında ileri derecede özgüven kaybı ile birlikte, depresyon, asabiyet ve saldırganlık durumuna sıkça rastlanır. Sosyal anksiyete, davranış, konuşma ve uyku bozuklukları gelişir. Hastalardaki yüksek stres düzeyi zaman zaman mide yanmaları ve kas spazmlarına yol açar. İnjury hastaları toplum baskısı karşısında saldırganlaşabilir. Dikkatleri oldukça dağınıktır. Kolay motive olamazlar. Özgüven eksikliğinin de etkisiyle, bu kişiler sürekli kararsızlık içindedirler. Dikkat edilmezse bu hastalar her an yurt dışına kaçabilirler.
Hastalık ilerledikten sonra tedavisi oldukça güçtür ve askerliğe bağlı nedenlerle erkeklerde zaman zaman daha da şiddetli gözlemlenebilir. Erkeklerde, hastalığın ilerleyen safhalarında asker ve inzibat korkusuna (askerofobi) yol açar. Hasta kişi askerofobi nedeniyle yurt dışı ve şehir dışı geziler yapamaz. Geceleri dışarı çıkmaya korkar ve eve kapanarak asosyalleşir.
İnjury hastalığında erken teşhis çok önemlidir. Teşhis ve tedavinin gecikmesi, hastalığın ilerlemesine, tedavinin güçleşmesine, dolayısıyla hasta ve hasta yakınları için de maddi-manevi birçok sıkıntıya yol açacaktır.